Ziraat Bankası, Türk tarihinin en büyük sürdürülebilirlik kredisini 988 milyon dolarla kapattı

Ziraat Bankası, 2025 yılında Ziraat Bankası, 988 milyon dolarlık bir sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisi temin ederek, bir Türk bankası tarafından bugüne kadar sağlanan en yüksek tutarlı bu tür finansmanı gerçekleştirdi. İşlem, 367 gün vadeli iki dilimde — 509 milyon dolar ve 413 milyon euro — gerçekleştirildi ve toplam 31 uluslararası bankanın katılımıyla hayata geçirildi. Bu adım, bankanın 2025 yılı içindeki toplam sendikasyon kredi hacmini 2,7 milyar dolara çıkardı. Daha uygun maliyetli dış kaynaklarla finanse edilen bu kredi, sadece bir finansman aracı değil; Türkiye’nin küresel sürdürülebilirlik vizyonuna olan güveninin somut bir göstergesi.

Sürdürülebilirlik, artık finansman stratejisinin kalbi

Bu kredi, Ziraat Bankası’nın yalnızca döviz kazanma hedefiyle değil, sürdürülebilir tarım projeleri ve reel sektör yatırımları üzerinden dış ticareti desteklemek amacıyla tasarlandı. Banka, bu finansmanı sağlarken performans kriterlerini, düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve yeşil tarım finansmanı olarak belirledi. Yani para sadece dolaşıyor, aynı zamanda ekosistemi de dönüştürüyor. 2025’in ilk yarısına kıyasla daha düşük faizli kaynaklarla bu işlemi tamamlayan banka, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan güvenini bir kez daha kanıtladı. Küresel finans dünyasında, artık sadece karlılık değil, etki ölçülüyor. Ziraat Bankası, bu krediyle Türkiye’nin yeşil ekonomiye geçişinde liderlik yapmayı hedefliyor.

31 banka, 1 hedef: Türkiye’nin yeşil geleceği

Kredinin 31 uluslararası bankanın katılımıyla gerçekleşmesi, sadece bir rakam değil, bir sinyal. Ziraat Bankası, bu işlemde koordinatör olarak öne çıktı. Almanya, Fransa, Hollanda, Japonya ve Güney Kore’den gelen bankalar, Türkiye’nin sürdürülebilirlik taahhütlerine yatırım yaptı. Bu, yalnızca Ziraat Bankası’nın başarısı değil, Türkiye’nin dış ticaret ve finansman altyapısının küresel standartlara ulaştığının kanıtı. Özellikle Avrupa’da sürdürülebilirlik finansmanına yönelen yatırımcılar, Türkiye’yi artık yalnızca bir pazar olarak değil, bir ortak olarak görüyor. Bu kredi, Alpaslan Çakar liderliğindeki yönetimin, küresel finansal trendleri önceden okuyup stratejik harekete geçmesinin sonucu.

“Sorumlu bankacılık” artık bir slogan değil, bir uygulama

Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, bu başarıyı “sorumlu bankacılık anlayışımızın somut bir sonucu” olarak tanımladı. “Dengeli bilanço, kaynak çeşitlendirmesi ve dış ticaretteki payımızın artışı” — bunlar artık sadece raporlarda geçen kelimeler değil, günlük kararların temelinde yatan ilkeler. Çakar, özellikle “sürdürülebilir tarımın finansmanını desteklemek” kriterini, bankanın kâr hedeflerine eşit derecede önemsediğini vurguladı. Bu, Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleri için büyük bir umut. Çünkü bu krediyle finanse edilecek projeler, su verimliliği, organik gübre kullanımı ve yenilenebilir enerjiye dayalı tarım sistemlerini içerecek. Bu, sadece bir banka kredisi değil; bir tarım devriminin başlangıcı.

2,7 milyar dolar: Türkiye’nin dış finansmanında bir rekor

2,7 milyar dolar: Türkiye’nin dış finansmanında bir rekor

Ziraat Bankası’nın 2025 yılında sağladığı toplam sendikasyon kredi tutarı 2,7 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Türkiye’nin dış finansmanında bir dönüm noktası. 2024’teki 1,8 milyar dolarlık hacimle kıyaslandığında, bu artış %50’nin üzerinde. Peki neden bu kadar hızlı? Çünkü banka, yalnızca klasik ticari kredilerle değil, sürdürülebilirlik temalı finansmanla büyüdü. Küresel yatırımcılar artık “kırmızı çizgiler” çiziyor: Karbon ayak izi yüksek projelere para vermiyorlar. Ziraat Bankası, bu çizgiyi önceden geçti. Bu nedenle, bu kredi yalnızca bir borç değil, bir itibar kazancı.

Gelecek: Daha fazla yeşil, daha az kâr odaklı

Banka, önümüzdeki dönemde dış ticaretteki payını artırmayı, kaynak çeşitlendirmeyi ve dengeli bir bilanço yapısını sürdürmeyi hedefliyor. Ama bu hedeflerin altında yatan gerçek: karlılık artık tek ölçüt değil. Etki ölçülüyor. Ziraat Bankası, bu krediyle sadece bir finansman aracı değil, bir değişim aracı haline geldi. Türkiye’nin en büyük bankalarından biri, artık kârını sadece finansal tablolarda değil, tarım topraklarında, enerji verimliliğinde ve hava kalitesinde ölçüyor. Bu, bir bankanın değil, bir ülkenin geleceğine dair bir tercih.

Arka plan: Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğu

Arka plan: Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğu

Türkiye, 2021’den beri sürdürülebilirlik finansmanına yönelik stratejik adımlar atıyor. 2023’te Türkiye Sürdürülebilirlik Finansmanı Çerçeve Belgesi yayınlandı ve bankalar, yeşil bono ve sürdürülebilir kredi çıkarma konusunda rehberlik aldı. Ziraat Bankası, bu çerçevede en aktif kurumlardan biri oldu. 2024’te 750 milyon dolarlık sürdürülebilir kredi vermişti. Bu yıl ise rakam neredeyse %30 arttı. Bu artış, yalnızca bankanın çabası değil; kamu ve özel sektörün ortak vizyonu. Tarım bakanlığı, çevre ve şehircilik bakanlığı ile iş birliği içinde, yeşil projeler için garanti fonları oluşturdu. Bu kredi, bu ortak çabanın bir parçası.

Yalnızca bir kredi mi? Hayır, bir dönüşüm

Bu 988 milyon dolarlık kredi, bir bankanın bilançosunda yer alan bir kalemden çok daha fazlası. Bu, bir çiftçinin su pompasını yenilemesine olanak tanıyacak. Bir tarım kooperatifinin güneş enerjisiyle soğutma sistemine kavuşmasına yardımcı olacak. Bir üreticinin karbon ayak izini azaltmak için yenilenebilir enerjiye geçmesine imkan verecek. Bu, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşma yolunda attığı en büyük finansal adımlardan biri. Ve bu adım, yalnızca Ziraat Bankası’nın değil, tüm Türkiye’nin sorumluluk duygusunun bir yansıması.

Sıkça Sorulan Sorular

Bu kredi, küçük tarım işletmelerine nasıl fayda sağlayacak?

Bu krediyle finanse edilecek projeler, özellikle su verimliliği, organik gübre kullanımı ve yenilenebilir enerjiye dayalı tarım sistemlerini kapsıyor. Küçük üreticiler, bu projeler kapsamında kredi imkanı bulacak ve düşük maliyetli teknolojilerle üretimlerini modernleştirebilecek. Banka, bu projeleri doğrudan yerel kooperatiflerle iş birliği içinde seçiyor.

Neden bu kadar çok uluslararası banka bu kredide yer aldı?

Uluslararası bankalar, Türkiye’nin sürdürülebilirlik taahhütlerine ve Ziraat Bankası’nın şeffaf projelendirme sisteminine güveniyor. Ayrıca, bu kredi Avrupa Birliği’nin yeşil finansman standartlarına uygun. Yatırımcılar, sadece faiz getirisi değil, ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetim) puanları açısından da güvenli bir yatırım arıyor.

Bu kredi, Türkiye’nin iklim hedeflerine nasıl katkı sağlıyor?

Türkiye, 2053’e kadar karbon nötr hedefine ulaşmayı planlıyor. Bu krediyle finanse edilecek projeler, tarımda karbon salınımını %15-20 oranında azaltacak. Su tasarrufu, kimyasal girdi azaltımı ve yenilenebilir enerji kullanımı sayesinde, yıllık yaklaşık 1,2 milyon ton CO2 salınımı önleniyor.

Bu kredi, diğer Türk bankaları için bir örnek olacak mı?

Evet. Ziraat Bankası’nın bu başarısı, diğer bankaları sürdürülebilirlik finansmanına yönlendirmeye başlamış durumda. Garanti Bankası ve İş Bankası gibi kurumlar da benzer kredileri planlıyor. Bu, Türkiye’nin finans sektöründe bir trende dönüşüyor: Karlılık, artık sadece nakit akışı değil, çevresel etkiyle ölçülüyor.

Bu kredinin vadesi ne zaman dolacak ve geri ödeme riski var mı?

Kredi 367 gün vadeli, yani 2026 ortasında itfa edilecek. Risk düşük çünkü projelerin çoğu devlet desteğiyle destekleniyor ve tahsilat mekanizmaları net. Ayrıca, kredi, dış ticaret gelirleriyle finanse edilecek — bu da geri ödeme kaynaklarını sağlamlaştırıyor.

Ziraat Bankası’nın bu stratejisi, Türkiye’nin dış borç yükünü artırıyor mu?

Hayır. Bu kredi, döviz kazandıran dış ticaret projelerine yönelik. Yani dış borç artışı değil, dış gelir artışı sağlıyor. Banka, bu kaynakları sadece iç finansman için değil, ihracatı desteklemek için kullanıyor. Bu nedenle, borç yükü değil, ekonomik dayanıklılık artıyor.